“ Dediler ki :” Ona Rabbinden mucizeler indirilseydi ya !” Dedi ki: mucizeler Allah katındadır. Bana gelince , ben açıkça uyaran biriyim. Hepsi bu…
“Karşılarında okunup duran bir kitabı sana indirmiş olmamız onlara yetmiyor mu ? Bunda , inanan bir toplum için elbette bir rahmet ve öğüt vardır.”
Ankebut suresi 29: 50-51
Dediler ki: “Bizim için yerden bir pınar fışkırtmadığın sürece sana asla inanmayacağız!”
“Yahut senin, hurmalardan, üzümlerden oluşan bir bahçen olmalı. Onların aralarından şarıl şarıl ırmaklar akıtmalısın.”
“Yahut iddia ettiğin gibi göğü, parçalar halinde üzerimize düşürmelisin, yahut Allah’ı ve melekleri karşımıza dikmelisin.”
“Yahut altından bir evin olmalı, yahut göğe yükselmelisin. Ancak senin göğe çıktığına, okuyacağımız bir kitabı bize indireceğin zamana kadar, asla inanmayız!” De ki: “Rabbimin şanı yücedir. Ben, insan bir resulden başka neyim ki?”
Kendilerine hak kılavuzcusu geldiğinde, insanların iman etmelerine, şöyle demelerinden başka bir şey engel olmadı: “Allah, bir insan mı resul gönderdi?”
De ki: “Eğer yeryüzünde doygunluğa ulaşmış melekler dolaşır olsaydı, elbette gökten onlara bir melek-resul gönderirdik.”
De ki: “Benimle sizin aranızda tanık olarak Allah yeter. O, kullarından haberdardır, onları görmektedir.”
İsra Suresi 17: 90-91-92-93-94-95-96